Bazı insanlar vardır, hayatlarında her konuda daha fazla zorluk ve meydan okuma isterler. Bu insanlar oyun dünyasında da çok fazlalar ve “speedrun” denen olguyu yaratmış durumdalar. 5 dakika süren Super Mario’dan, 48 dakikada temizlenen Cuphead boss’larına kadar neredeyse her oyunun bir speedrun’ı bulunmakta. Ve gün geçtikçe de büyüyen bir topluluk var arkalarında.
Nedir bu speedrun?
Zor oyunlar, daha doğrusu zor olduğu kabul edilen oyunlar, eskiden hep mesafeli durduğum yapımlardı. Örneğin, Dark Souls, Super Meat Boy ya da Cuphead oynamak yerine izleyeceğim oyunlardı hep. Fakat yıllar geçtikçe hem bu oyunların neden bu kadar sevildiğini anladım (çünkü önyargımı yenip onları denemeye başladım) hem de bu oyunların zorluğuna aldırış etmeden speedrun yapan birtakım insanlar olduğunu gördüm. Ben daha Super Meat Boy’daki ilk boss’u geçemezken, insanların 17 dakikada oyunu bitirdiğini gördüğümde gerçekten kendimden utandım. Bu aslında hayata dair de bir dersti. Eğer istikrarlı bir şekilde her zorluğun üstüne gidersen yenemeyeceğin zorluk yoktur.
Peki bu speedrun olayı nasıl işliyor? Nasıl oluyor da oldukça az sayıdaki bu insanlar diğer herkesten çok daha kısa sürede bitirebiliyor oyunları? İşte bunun çok basit bir cevabı var: taktik. Bazı oyunlar, oyun motorlarından kaynaklı bazı glitch’ler barındırıyor. Glitch denen şeyi ise oyunda bazı sınırları zorlamadan göremeyeceğiniz bug’lar olarak düşünebilirsiniz. Örneğin, Fallout 4’te elinize herhangi bir nesne alıp, sırtınızı duvara verdikten sonra birkaç kere zıplarsanız haritadan çıkıyorsunuz. İşte bazı speedrun oyuncuları bu glitch’leri kullanarak daha hızlı oluyorlar. Fakat yine de, oyunun diğer kısımlarını da normal birine göre çok daha hızlı geçtiklerini belirtmekte fayda var. Glitch kullanma speedrun dünyasında bir hile olarak düşünülmüyor, aksine eğer daha önce kimsenin bulmadığı bir glitch bulursanız baştacı edilme ihtimaliniz de yüksek. Bunun dışında, bazı oyunlarda glitch kullanmanın yasak olduğu speedrun türleri de mevcut. Bu speedrun’lar diğerlerine göre daha uzun olsa da, oyunun ortalama bitirme süresinin çok altında oluyorlar. Son olarak da “herhangi bir yüzde” ile “yüzde yüz” arasındaki farktan bahsedeceğim. “Herhangi bir yüzde” kategorisinde oyundaki yan görevleri, ekstra toplanabilir eşyaları ya da diğer ekstraları tamamlamanıza gerek olmuyor. Bu sebeple de bu tür speedrun oyunları “any %” ya da Türkçesiyle, “herhangi bir yüzde” şeklinde ifade ediliyor. “Yüzde yüz” kategorisinde de, tahmin edebileceğiniz gibi, oyunda var olan bütün ekstraları tamamlamanız gerekmekte.
Games Done Quick
Speedrun topluluğunun gün geçtikçe büyüdüğünü ve Dünya’ya yayıldığını söylemiştim. Bu büyümenin öncüsü de kuşkusuz Games Done Quick isimli etkinlik. Yılda iki kez düzenlenen bu etkinlikte dünyanın en ünlü speedrun oyuncuları bir araya geliyor ve bir hafta boyunca kesintisiz bir şekilde speedrun yayını ve etkinlikleri yapılıyor. Etkinlikte toplanan Twitch bağışları ve diğer bağışlar, her yıl seçilen bir hayır kurumuna aktarılıyor. Örneğin, Ocak başında yapılan son etkinlikte 2.4 milyon dolardan fazla bir para, Prevent Cancer Foundation isimli bir kanserle savaş vakfına bağışlandı. Önümüzdeki etkinlik de yaz aylarında, 23-30 Haziran arasında yapılacak. Eğer speedrun dünyasına bir adım atmak istiyorsanız kaçırmayın derim.
Benim speedrun belasına bulaşmam da en çok bu etkinlik sayesinde oldu. Geçtiğimiz yıllarda sadece YouTube’dan takip edebildiğim etkinliği bu yıl Twitch’ten de takip ettim ve birçok klasik oyunun speedrun’ına şahit oldum. Özellikle Legend of Zelda speedrun’ları inanılmaz keyifli anlara sahne oldu. Bunun dışında The Mexican Runner, halfcoordinated gibi akıl almaz speedrun oyuncularının efsanevi performanslarını deneyimledik. Etkinliğin kesintisiz bir şekilde, bütün bir hafta boyunca sürmesi de cabası. Bu durum hem saat farkından kaynaklı sıkıntıları bir nebze rahatlatıyor, hem de hangi oyun denk gelirse hipnotize olmuş bir şekilde izleyebiliyorsunuz.
Peki hiç örnek var mı? Şöyle keyiflisinden?
İşte en sevdiğim soru! Örnek olmaz olur mu, derya deniz! Ben de kısa süre önce bu speedrun belasına bulaşmış biri olarak iflah olmaz bir izleyiciyim bu kategoride. Ben glitch’li ya da glitch’siz diye ayırmadan ne varsa izlemeye çalışıyorum. Az önce bahsettiğim GDQ gibi etkinlikleri de iple çekiyorum her yıl. Onun dışında buna adanmış Twitch hesapları, YouTube sayfaları araştırıyorum. Birkaç tanesini sizinle paylaştım, yorumlarınızı ve sizin de izlediklerinizi sosyal medya hesaplarımızdan bizimle paylaşabilirsiniz siz de.
İlk örneğimiz Super Mario Bros’tan. Yani hepimizin bildiği “atari” oyunu Mario. Kosmicd12 isimli kullanıcı, geçtiğimiz aylarda oyundaki ilk speedrun denemesinde 4.56’nın altına inerek dünya rekoru kırdı. Evet, yanlış duymadınız, ilk denemesinde yaptı bunu. Daha sonra bu rekor birkaç saliseyle geliştirilmiş olsa da, Kosmic’in bu rekoru “first try” olmasıyla dikkat çekiyor.
TheMexicanRunner, nam-ı diğer TMR, yıllardır farklı oyunlarda speedrun’cılık yapıyor. Battletoads adlı NES oyununu gözleri bağlı bir şekilde dünya rekoru kırarak bitirmişliği var. Fakat, benim sizinle paylaşacağım TMR anı, bu yılki GDQ’da yaptığı Cuphead speedrun’ı. Bu speedrun’da da Cuphead’deki bütün boss’ları hasar almadan ve Run ‘n Gun bölümlerini hiçbir yaratığa dokunmadan geçerek bitiriyor. Özellikle bazı boss’lara karşı inanılmaz bir kas hafızası var. “Nasıl yapıyor bunu?!” diye isyan edeceğiniz bir saat için buyrun:
Maxamswe ise Half-Life’ın birtakım minik bug’larından ve haritaya olan inanılmaz hakimiyetinden yararlanıp oyunu 28 dakika gibi akıl almaz bir sürede bitiriyor. Bunu yaparken birtakım glitch’lerden faydalanıyor. Fakat yine de, bazı patlamalardan aldığı momentum ve zıplaya zıplaya ilerleyişi, oyunun kontrollerinde de ne kadar iyi olduğunun bir göstergesi.
Hızlıca toparlayacak olursak…
Velhasıl, speedrun bir yaşam stili diyebiliriz. Bunu bir iş haline getirebilmiş yayıncıların yanı sıra, sadece keyif almak için yapanlar da yok değil. Bu işe girişen kişilerin en büyük ortak özelliği ise, önlerinde herhangi bir engel görmemeleri ve her türlü challenge’a karşı hazır olmaları. Yoksa, bir insanın gözleri bağlı bir şekilde Dark Souls bitirmesi akıl karı bir iş değil. İzlemesi çok keyifli, o ayrı. Bu dünyaya girdikçe, hiç düşünmediğiniz ne kadar farklı oyun stili olduğunu da görüyorsunuz ve bu biraz da ufuk açıcı etki yaratıyor.
Umarım bir gün ülkemizde de GDQ minvalinde bir etkinlik yapılabilir ve speedrun severler bir araya gelebilir. Ben şahsen, normalde oynadığım oyunların yanı sıra biraz da kendimi denemek adına birkaç speedrun yapmak istiyorum. Sizler de, gerek bu yazıyla öğrenmiş, gerek daha önceden biliyor olun, speedrun’cılık hakkında düşündüklerinizi bizimle paylaşın, hep birlikte büyütelim bu furyayı!