Lisede tanışıp ortak ilgi alanları olan bilgisayar oyunları sayesinde kaynaşan üç tane tip. “CD’cilere” korsan oyun almaya gitmelerden Steam hesabı açmalara uzanan bir yolculuk, bu sırada tabi üniversite sınavı falan; ister istemez daha az zaman geçirir olmuşlar. Kafalarına estiklerinde oyun konuştukları, bunu yapmadığı zamanlarda da çoğunlukla “Akşam oyun?” yazdıkları bir Messenger grubu kurmuşlar. Bu grubun ismini favori oyunlarının isimlerinin kelime kelime Türkçe’ye çevirileri şeklinde periyodik olarak değiştirecek kadar yavanlar.
Sonra, tanışmalarının üstünden uzun yıllar geçmiş ve her biri bir başka ülkede yaşamaya başlamışken demişler ki “biz bu grupta konuştuklarımızı yazsak ya internete?” Herkesi onların yavanlığını okuyacak sanacak kadar noktada da naifler. Özellikle video oyunlar üzerine şöyle etraflıca konuşan, okuyucusunu yeniliklerden haberdar eden, ama haber yazarken bile kendi çizgisini bozmayan Türkçe bir oluşumun yokluğundan veryansın edip, İngilizce siteler okuyan sözkonusu üçlü, demiş ki, “Biz bunu yazarsak elbet bizim kafamızdan birileri de gelir, yazdıklarımızı okur; bizim gibi insanlarla tanışmış, bir anlamda bu Messenger grubumuzu genişletmiş oluruz.”
Adlarını da, o grubu isimlendirirken yaptıklarına binaen SaniyedeKare koymuşlar. “Frames per second” değil, Saniyede Kare. Bak hala yavan..
Ama bunları okuduğunuza göre, siz de muhtemelen böyle bir sitenin yokluğunu çeken bizlerdendiniz. Eh, burada olduğunuza göre, bu boşluğu doldurabilir miyiz, bir bakıverin. Birlikte “şu da ne güzeldi be” dediğimiz, veya tam tersine “bu da böyle mal gibi pat diye bitmişti” dediğimiz eski; ve gelmesini iple çektiğimiz yeni oyunları tartışalım. Arada bir film/dizi/kitap/müzik başka medyalara kayarsak, onu da söylemek istediğimiz bir şeyler olduğuna yoralım lütfen.
SaniyedeKare’ye hoşgeldiniz.