Bir başka kart oyunu rehberi ile karşınızdayım. Slay the Spire’ı Doğukan’ın yazdığı ve 5 üzerinden 4.5 verdiği inceleme ile keşfetmiştim. Aradan geçen iki yıl ve +100 oyun saatinden sonra bir Slay the Spire Act 4 Rehberi yazmayı kendime görev edindim.
Öncelikle bu oyun hakkında henüz bir şey bilmiyorsanız sizi zamanda biraz geri götürelim ve Doğukan’ın bundan iki yıl önce yazdığı Slay the Spire incelemesine alalım. Geçen zamana rağmen hem değindiği noktalarla hem de verdiği puanla geçerliliğini koruyan bir inceleme.
Bu yazı Slay the Spire’da benim gibi biraz daha kafa kırmaya başlamış ve çok iyi ayarlanmış artan zorluk seviyeleri sayesinde bu oyunda en az bir 20 saat daha geçirmeyi hedefleyen kitleye yönelik olacak. Geçirdiğim +100 saatten sonra rahatlıkla söyleyebilirim ki bu oyunun en başarılı özelliği çok iyi ayarlanmış zorluk seviyeleri. Kuleden her kaçışımda, oyun bana hem başarılması çok da kolay olmayan, hem de beni usandırmadan tekrar denememi teşvik eden yeni zorluklar üretiyor.
Eğer ıssız adaya güneş enerjisi ile çalışan ve içerisinde sadece Slay the Spire yüklü bir laptop ile düşersem tahminen bir 400 saat daha sıkıntıdan ölmem.
Oyunu “normal” şekilde bitirdikten sonra karakterinizin yerde cansız yatıyor olması aslında oyunun size verdiği “henüz her şey bitmedi” mesajı. Eğer oyunu oyunun çıkışında var olan Ironclad, Silent ve Defect karakterlerinin üçüyle de (Watcher karakterinin oyunun çıkışından sonra, 2020 Ocak ayında oyuna eklendiğini not düşelim) bitirirseniz Act 4’ün kapıları ve kuleden gerçek kaçış yolunuz karşınıza çıkıyor. Bundan sonra başlayacağınız kaçış serüvenlerinde ekranınızın sol üstünde içerisine 3 adet anahtarın yerleşeceği simgeyi görebilirsiniz. Bu 3 anahtar her karakter için (Watcher da dahil olmak üzere) aynı şekilde toplanıyor:
- Yakut Anahtar (Ruby Key): Ziyaret edeceğiniz kamp alanlarında dinlenmek veya kartlarınızdan birini geliştirmek yerine bu kuleye nasıl düştüğünüzü anımsayabilir (recall) ve bu anahtarı toplayabilirsiniz.
- Zümrüt Anahtar (Emerald Key): Bu anahtarı haritada görebileceğiniz etrafı yanar dönerli ve daha ölümcül bir elit yaratıkla savaşarak kazanabilirsiniz.
- Safir Anahtar (Sapphire Key): Safir anahtarı ise haritadaki sandık olan katların birisinden alabilirsiniz.
Her topladığınız anahtarın ekranınızın sol üst köşesinde belirdiğini göreceksiniz. Unutmayın ki Act 4’e geçebilmek için bu üç anahtarı da ilk 3 act içerisinde toplamanız gerekiyor. Bundan sonra tek yapmanız gereken daha önceden yaptığınız şekilde oyunu bitirmek. Bunun çok kolay olduğunu düşünmeyin, çünkü her anahtarı toplamak size normal bir oyuna kıyasla ekstra zorluklar olarak dönecek. Örneğin Safir Anahtarı toplamak için sandıklardan çıkan relic’lerden birisi yerine bu anahtarı seçmelisiniz. Bunun aslında ne kadar zor olduğunu geçen birkaç saatten sonra anlayacaksınız.
Kuleden Daimi Olarak Kaçış Rehberi – Kesin Bilgi Yayalım!
Sıra geldi nacizane önerilerime. Elbette ki bu yazıda önerdiklerimden bambaşka destelerle başarılı şekilde kuleden kaçabilirsiniz. Benim deneyimlerim Slay the Spire’ı normal şekilde bitirebilmenin her karakter için kabaca iki stratejisinin olduğu, Act 4’ü bitirebilmek içinse tek bir stratejinin öne çıktığını gösteriyor. Bazı kartlar ve relic’ler bütün karakterler için mutlaka edinilmeye çalışılmalı. Örneğin, Doğukan’ın da bahsettiği Apotheosis, Act 4’ü tamamlarken de oyunu kazan kartı işlevi görüyor. Üstelik bu kartı ilk fırsatte geliştirmenizi (upgrade) de öneririm. Ben stratejilerimi genel olarak mümkün olduğunca çok relic toplayıp, bu relic’lerden kazandığım özelliklerin üstüne gitmek üzerine kurdum. Bu da kuleden kaçış yolunuzda mümkün olduğunca çok elit’le savaşmaktan geçiyor. Her seferinde mutlaka almaya çalıştığım bazı relic’ler şu şekilde:
- Preserved Insect: Elit ve boss savaşlarında düşmanlarınız %25 daha az can ile savaşa başlıyor.
- Lizard Tail: Öldüğünüzde bir defaya mahsus olarak %50 can ile oyuna tekrar dönüyorsunuz. Bir de bunun iksir (potion) versiyonu var Fairy in a Bottle adında. Bu da bir defaya mahsus olarak sizi %30 can ile oyuna döndürüyor. Bunların ikisini de almayı başarabilirseniz, iki kez oyuna dönebiliyorsunuz.
- Bottled Lightning: Bu relic sayesinde sahip olduğunuz bir skill kartı her savaşa elinizde başlıyor. Bu sayede her savaşa Apotheosis ile başlamak büyük avantaj.
- Meal Ticket: Arada sırada tüccarları ziyaret ettiğinizde 15 can kazanmanız büyük avantaj.
- Vajra: Her savaşa +1 güç (strength) ile başlıyorsunuz.
- Shuriken: Bir elde eğer 3 atak kartı oynayabilirseniz karakterinizin gücü (strength) o savaş için 1 artıyor.
- Kunai: Bir üsttekine benzer ama güç yerine dayanıklılığınız (dexterity) o savaş için 1 artıyor.
- Calling Bell: Size 3 adet rastgele relic ve bir adet zararsız lanet (curse) veriyor.
- Black Star: Elit düşmanları öldürdükten sonra 1 yerine 2 adet relic alıyorsunuz. Eğer bu relic’i Act 1’de alabilirseniz, çok ekmeğini yersiniz.
Bunun dışında maksimum canınızı geliştiren relic’leri (örneğin Strawberry, Mango vs.) ve her elin başında sahip olduğunuz mana sayısını arttıran relic’leri de uygun oldukça toplamaya özen gösterdim. Şimdi gelelim her karakter için kullandığım özel stratejilere.
The Ironclad – Dövüşçü Boi
Adı üstünde, dövüşçü boi! Karakterimize mümkün olduğunca güç (strength) kazandırıp rakibimizin kafasına kafasına vurara savaşlarımızı erken bitirmeye çalışıyoruz. Ben Demon Form, Limit Break ve Inflame kartlarıyla güzel kombinasyonlar yakaladım ve boss’ların adeta içinden geçtim. Buna ek olarak Heavy Blade ve Perfected Strike da oldukça önemli kartlar.

The Silent – Zehirli Boi
Doğukan’ın incelemedeki isimlendirmesini aynı tutsam da, geçirdiğim bunca saatin ardından katılmadığım tek nokta Zehirli Boi ismi. Bu karakterimizin açık ara en güçlü özelliği 0 manaya oynadığımız ve geliştirebildiğimiz Shiv kartları. Blade Dance sayesinde üçer dörder sahip olabildiğimiz Shiv’lerin gücünü Accuracy kartı ve 0 manalı ataklarınızın gücünü 4 arttıran Wrist Blade relic’i ile geliştirebilirsiniz. Infinite Blades ile de her elin başında bedavadan ekstra bir Shiv daha kazanabilirsiniz. Bu karakterle yapmanız gereken tek şey Acrobatics gibi kartlarla mümkün olduğunca kart çekmek ve Tactician gibi kartlarınızla da aynı el içinde mana kazanmaya devam etmek.

The Defect – Robot Boi
Açık ara oynarken en çok düşünmem gereken ve en çok beynimi yoran karakter. Capacitor gibi kartlarla karakterimizin etrafında dönen kürelerin (orb) sayısını arttırarak bu kürelerin aktif ve pasif özelliklerini Loop ve Recursion gibi kartlar sayesinde kullanabilirsiniz. Zor zamanlarda ise gözünüz gibi baktığınız küreleri Fission ile patlatarak savaşı bitirebilir ve Bullseye gibi destek kartları sayesinde rakiplerinizin kürelerde aldığı hasarı arttırabilirsiniz.

The Watcher – Yogi Gal
Oyuna en son eklenen karakteri de isimlendirmek bana kısmetmiş. Bu karakter ile Wrath, Calm ve Divinity gibi fazlara girip çıkıyorsunuz. Bu karakter ile takip edebileceğimiz en iyi stratejilerden birisi sırayı rakibe vermeden fazlar arasında oldukça çok geçiş yaparak her fazın avantajlarından yararlanmak. Bunu da Deva Form ve Vault gibi kartlarla yapabilirsiniz. Üstelik fazlar arasında geçiş sırasında blok kazanmamızı sağlayan Mental Fortress ile dayanıklılığınız oldukça artıyor. Buna ek olarak destemde her daim birden çok bulunan Pressure Points kartının rakibe verdiği hasar da katlanarak artıyor. Fazlar arasında geçişi sağlayan çeşitli kartlar olsa da sanırım en kötüsü rakibinizin zaten güçlü bir atağına Wrath fazında yakalanmak. Bunun için destenizde birkaç adet Tranquility bulundurmak en iyisi.

Kuleden Kaçtık, Peki Oyun Bitti Mi?
Bitmedi. Bütün karakterlerle Act 4’ü tamamlayıp kuleden kaçsanız bile oyun size hala zevkle kafa yorabileceğiniz zorluklar sunmaya devam ediyor. Ascension (tırmanma) ismiyle karşımıza çıkan bi zorlukları bitirmek ise şans faktörü yanınızda olmadan neredeyse imkansız. Sonuç olarak Slay the Spire yüzlerce saat sıkılmadan oynanabilecek mükemmel bir oyun deneyimi strateji ve kart oyunu severlere sunuyor. Henüz Steam Workshop ile oyuna ekleyebileceğiniz yeni karakterleri konuşmadık bile!
Ben bu Slay the Spire Act 4 rehberini burada noktalayıp şu an geçmekte zorlandığım Zehirli Boi karakterinin 15. ascension seviyesi ile uğraşmaya döneyim, siz de eğer Act 4 için daha iyi bir strateji geliştirebildiyseniz yorumlara notlarınızı iliştiriverin.