FIFA 19’da Ultimate Team, ya da FUT, her haftasonu, FUT Champions adında bir şampiyona düzenliyor. Peki 30 maçın sonunda aldığınız galibiyet sayısına göre sonraki hafta Perşembe günü ödüller kazandığınız bu oyun modu, zamanınıza değer mi?
FIFA’yı, izometrik açılı olduğu FIFA 95’ten beri tanırım. Güzel spor oyunudur. Üstelik o günlerden bu yana büyük de yol katetmiştir; özellikle de FIFA 95’teki kart göstermeye çalışan hakemden oyuncunuzu kaçırarak uzun süre oyunun durmasına sebep olduğunuz dönemleri göz önünde bulundurursak.
Bu oyundan “sadece” 14 yıl sonra, 2009’da ilk Ultimate Team modlu FIFA’yı gördük. Bu yeni oyun modu, en iyi futbolculardan bir “rüya takım” oluşturup, diğer rüya takımlarla mücadele etmenizi sağlıyordu. Daha o zamanlarda bile FUT, her ne kadar fikir olarak çok başarılı bulunsa da fikrin icrasında ciddi sorunlara sahip olduğu gerekçesiyle çeşitli eleştirilere maruz kalmıştı. Tabi daha o zaman “loot box”lar da daha yeni yeni ortaya çıkıyor; dijital oyuncu kartlarına para yatırmaya razı olan insanlar daha hızlı bir şekilde hayallerindeki takımı oluşturabiliyordu. Bu saçmasapan güçlü takımlarla maçlara çıkıyor ve rakiplerini domine ediyorlardı.
Yalnız işte tuhaflıklar tam da burada başlıyordu.

Her zaman kaybetmezse, oyuncuyu kaybetmeyiz.
FUT 09’dan bu yana hemen her FUT modunda oyuncuların sahip olduğu bir kuşku oldu. Bir maç başladığında, o maçın ilk yarısı sonunda, ikinci yarısı başında, ve sonlarına doğru “bir şeylerin” değiştiği kuşkusu. Bazı maçların, kapasitelerinin tamamen dışında olacak şekilde ellerinden kayıp gittiği, ve bu konuda yapabilecekleri hiçbir şeyin olmadığı kuşkusu.
İnsanlar buna, “scripting” adını vermişti; yani “senaryo yazımı”. Her maçın senaryosunun önceden yazılmış olduğu, ve bir oyuncu olarak bunu değiştirmeye yönelik yapabileceklerinizin bir sınırı olduğu düşüncesi, tahmin edersiniz ki birçok oyuncuyu bu oyun modundan soğuttu. Nihayetinde, rekabetçi bir oyun modunda “kaderimizde ne yazılıysa onu kabul ederiz” mantalitesi pek yer edinmemeliydi. Eğer bir oyunun sonucunu değiştirecek çok bir şey yapamıyorsanız, bu modu niye oynayasınız ki?
Ama kazın ayağı öyle değildi işte. FIFA 19 incelememizde değinmiş olduğumuz scripting, her ne kadar EA katı bir şekilde reddetse de, firmanın inanılmaz işine gelen bir mekanizmaydı. Bir oyuncu arka arkaya maç mı kaybetti? Bir sonraki maç takımını gazlayalım. Bütün şutları gol olsun. Kalecisi panter kesilsin ve kalesine gelen her topu rahatlıkla, insanüstü biçimde çelmeyi başarsın. Ezici bir skorla kazansın ki, oyunu oynamaya devam etsin. Ve tabi ki sanal kartlar için para akıtmaya da.
“Scripting diye bir şey yok, sen beceriksizsen oyuna suç atma Doğukan.” diyen bazı okurları duyabilir gibiyim. Hemen söyleyeyim, bu oyunda iyi olduğumu savunmadım. Genellikle kaybettiğimden 10-12 daha fazla maç kazandığım karnemle en iyi ihtimalle kalburüstü sayılabilirim. Ama scripting’i tek yaşayan, hisseden ben değilim. Twitch’lerinde sadece FIFA oynayan insanların da bol bol hissettiği ve yorum yaptığı bir konu bu. Özellikle de bu oyunculardan birinin yayınından şu aşağıdaki küçük kesit, her şeyi açıklar nitelikte:
Gördüğünüz gibi, bazen siz ne kadar “doğru” bir şut çıkarsanız da, oyuncunuz topu uzaylamayı seçebiliyor. Bunun nedeni? Muhtemelen önceki birkaç maçı arka arkaya kazanmış olmanız, veya rakibinizin önceki birkaç maçını kaybetmiş olması. FUT, hiçbir oyuncusunu kaybetmek istemiyor, ve bunu yapmanın en kolay yolu da galibiyetleri dağıtmak.
Size düşen tek şeyse yazı tura atmak oluyor.
FUT Champions’a ilk bakış
Gelelim bu makalenin asıl konusu olan FUT Champions’a. Bu şampiyonaya katılmak için önce FUT modunda maçlar yaparak “FUT Champions puanı” toplamanız gerekiyor. 2000 puana ulaştığınız anda, bir sonraki şampiyonaya kayıt olabilirsiniz, veya eğer önünüzdeki haftasonu yoğunsanız, puanlarınızı harcamamayı seçip istediğiniz bir başka turnuvaya katılabiliyorsunuz. Burada, bu seçeneği sunduğu için EA’e hakkını vermemiz gerek; zira her seferinde 2000 puan toplayıp sonra da turnuvaya katılmadığınız için puanları çöpe atmış olsaydık, pek hoş olmazdı gerçekten.
Sonuç olarak, bundan iki hafta önce, bu turnuvaya gerekli puanı toplayarak kayıt oldum ve FUT Champions modunu ilk kez deneyimledim. Turnuva boyunca 30 maç yapıyorsunuz, ve bu 30 maçın kaç tanesini kazandığınıza bağlı olarak bir sıralamaya giriyorsunuz. Bronze-Silver-Gold-Elite ve akabinde de bölgenizin en iyi 100 oyuncusundan biri olduğunuz bu sıralamaya göre, bir sonraki hafta Perşembe günü çeşitli ödüller alıyorsunuz.
Ödüller hiç fena değil. Bir kere Silver 1’e ulaştıysanız, bir sonraki FUT Champions’a direk girmeye hak kazanıyorsunuz, zira ödülünüzün bir parçası 2000 FUT Champions puanı oluyor. Hani sanki liginizi üst sıralarda bitirmişsiniz de Şampiyonlar Ligi’ne doğrudan gitmeye hak kazanmışsınız gibi. Bu güzel. Ayrıca gold ödülü de kazanıyor ve bu ödülü istediğiniz oyuncuları almak için kullanabiliyorsunuz; ancak bu ödülün çok düşük olduğunu söylemek lazım. Maçlarınızın yarısını kazanırsanız elde edeceğınız sıralama olan Gold 3’te, sadece 30.000 gold kazanıyorsunuz, ki özellikle PC platformunda oynuyorsanız, bu gold’a gidip kendinize ancak sakız alırsınız. Bunun yanı sıra, oyuncu paketleri de ödülün bir parçasını oluşturuyor. Tabi ki bu “loot box”lardan ne çıkacağı pek belli değil, şansınız yaver giderse buradan çıkan oyuncuları da satıp, gelirinizi bir miktar arttırabilirsiniz.
Ama benim için FUT Champions’a girmenin en büyük ödülü “FUT Champions Oyuncuları” seçimleri. Bu seçimler, o haftanın en iyi takımı (Team of the Week)’ine giren oyuncular arasından yapılıyor, ve yine sıralamanıza bağlı olarak bu oyunculardan belli bir miktarını takımınıza ekleyebiliyorsunuz. Örneğin yine Gold 3 sıralaması, size verilen üç seçenek arasından bir oyuncu seçmenize olanak sağlıyor, ve bunu tekrarlatıyor (yani iki kez üç farklı seçenek arasından bir oyuncu seçiyorsunuz). Gold 2’ye ulaşmayı başardıysanız, dört seçenek arasından bir oyuncuyu iki kez seçmenize olanak sağlıyor. Sıralama arttıkça seçenek sayısı, ve oyuncu seçimi sayısı da, tahmin edileceği üzere artıyor. Bu, takımınızı güçlendirmenin en iyi yollarından biri. Ancak unutmayın: FUT Champions oyuncuları, “untradeable” statüsüne sahip, yani onları satıp üzerinden gold kazanamıyorsunuz. Bu nedenle işinize yarayan oyuncuları seçmelisiniz.
Peki ya size sunulan seçimlerde, işinize yarayan bir oyuncu yoksa?
İşte o zaman hortumlandınız demektir.

Yazı [başarı] mı tura [şans] mı?
Dikkatli okurlar, yukarıdaki pasajdan turnuvayı bitirdiğim sıralamayı tahmin etmekte güçlük çekmeyeceklerdir. 30 maçın 15’ini kazanarak, Gold 3 bitirdim ilk turnuvamı. İşin komik yanı, turnuvada yaptığım ilk 6 maçın sonunda en nihayetinde hangi sıralamaya ulaşacağımı tahmin edebiliyordum. Diren ve Caner’e, facebook grubumuzda “3-3 karneyle başladım, muhtemelen sonuna kadar da böyle bir kazanıp bir kaybedeceğim ve 15-15’te bitireceğim” yazmıştım, ve gerçekten de öyle oldu.
Peki nereden biliyordum böyle olacağını?
“Orada dur Doğukan”, dediğinizi duyuyorum sevgili okur, ” Tek bir turnuva yapmışsın ve bir kazanıp bir kaybettiğin için 15-15 bitireceğini tahmin etmek hiç zor değil. Bu demek değildir ki FUT yazı turadan ibaret!”
İşte siz de orada durun, sevgili okur! Çünkü bu yazıyı yazmadan önce, geçtiğimiz haftasonu bir FUT Champions turnuvasına daha katıldım. Ve işte bu turnuvada yaşadıklarımı sizinle paylaşmadan edemeyeceğim.

İlk turnuvanın aksine, ikinci FUT Champions’ıma berbat başladım. “O günlerden” biriydi, hiçbir yaptığınızın çalışmadığı, rakibinizin ilk atağında gol yediğiniz ve gittikçe daha da sinirlenerek bütün kazanma fırsatlarını camdan aşağı attığınız günlerden. “Tilt” kötü şey vesselam, ama bazen yapacak bir şey olmuyor. Her neyse, 1-6 gibi muazzam bir skorla turnuvaya giriş yaptım. Son dört maçımı kaybetmiştim, ve sinir bozukluğu had safhaya ulaşmıştı. Dedim ki “[redaksiyon]im böyle işi”, kapattım oyunu, koşuya çıktım, alışveriş yaptım, yemek yedim falan. Sonra geri geldim, açtım oyunu, ama moral nasıl yerlerde, nasıl yerlerde anlatamam. Deseler ki “şöyle bir bot varmış, berbat oynuyor, ama yine bir iki galibiyet alır senin adına, sen boşver oynama FUT mut”, derdim ki “nerede o bot?”.
Neyse arkadaşlar, bir başladım oynamaya. TAAK TAAAK TAAAAK. Arka arkaya galibiyetler. İlk bir iki galibiyet net hakettiğimi hissettiğim maçlardı; hani kaleyi bulan şutlar rakibin iki katı falan. Yalnız, dördüncü ve beşinci galibiyette işler biraz değişti. Doğru düzgün topa sahip olamadığım maçlarda, hemen her atağımı gole çeviriyor ve kazanıyordum. Bu işte bir tuhaflık var diye düşünmeye başlamışken…scripting rüzgarı bana karşı esmeye başladı. Bu sefer de tam tersi, domine ettiğim maçlarda, rakibin üç katı isabetli şutumun olduğu maçlarda 4-1, 5-1 yenilmeye başladım.
Bu maçları az önce de oynayan bendim. Üstelik rakipler de bir öncekilere kıyasla daha güçlü değillerdi. Peki ne olmuştu bana? Yorulmuş muydum?
Hayır, bu da değil; çünkü birkaç maçı bu şekilde kaybettikten sonra rüzgarı tekrar arkama aldım. Skript skript diye tokatlıyordum rakipleri. Neler oluyordu, bilmiyordum, ama olanlar benim kontrolümün dışındaydı, orası kesin.
Son 6 maç kalmıştı, ve benim önceki turnuva sıralamam olan Gold 3’e ulaşmam için hala iki maç kazanmam gerekiyordu. Heh, yine yarı yarıya, ne tesadüf değil mi? Bundan sonraki maçlarda iki kez kaybettim, bir kez kazandım, bir kez daha kaybedip sonraki maçı kazandım ve Gold 3’e demiri attım.
Yine dikkatli okurlar fark edecektir ki, bu hesaba göre turnuvada oynamadığım bir maçım daha kalmıştı. İşte o maç hala oynanmadı. Ve oynanmayacak da.
“Önemi yok ya, eğlenmeyi planlamıyordum zaten.”
Böyle düşünerek bir oyuna girdiğinizi hayal edebiliyor musunuz? Ben edemiyorum.
İşte bu yüzden o son kalan maçımı oynamayacağım, ve bir daha hiçbir FUT Champions’a da katılmayacağım. Oynadığım zamanı düşünüp bunun hakkında pişmanlık duyduğum bir başka oyun yok bu dünyada. FIFA 19 FUT, başından sonuna kadar, bir futbol oyunundan çok bir rulet masasına; bir slot makinesine olan benzerliğiyle dikkat çekiyor. Bazı maçlarda ne yaparsanız yapın, o top kaleye girmeyecek ve o maçı kaybedeceksiniz. Evet, gerçek hayatta da futbol böyle bir şey, ama rekabet kamçılayan bir spor oyununda “bu denli” gerçekçiliğe ne kadar yer var, onu düşünmek lazım biraz.
Sonuç olarak FUT Champions oynamayın sevgili okur. Benden çok daha iyi FIFA oyuncuları var şu an bu yazıda, bunu biliyorum. Ama şunu da biliyorum ki, bu oyuncular bile yukarda bahsettiğim anları yaşadılar. Bu oyuncuların da topları direklerde patladı. Bu oyuncular aleyhine de haksız fauller verildi. Bu oyuncular da FUT oynarken kendilerini redakte edecek duruma geldiler.
Boşverin, sevgili okur. Bırakın başkaları uğraşsın. Bırakın başkaları zamanlarını akıtsın. Bırakın başkaları çıldırsın o direkte patlayan toplarda, o 6-6 skorla uzayıp da uzatmalarda defans oyuncularının futbolu tamamen unutup kenarda okeye dönmeye başladıkları için 7-6 kaybettikleri maçlarda.
Gelin biz birlikte Legend of Zelda: Breath of the Wild oynayalım.